Jannah Theme License is not validated, Go to the theme options page to validate the license, You need a single license for each domain name.
Blog

Ürolojide Tanı Yöntemleri

Ürolojik bir durumu teşhis ederken veya tararken, hekimlerin başvurduğu birçok farklı test türünden söz edilebilmektedir. Öyle ki idrar toplama ve kan testleri genellikle ürolojik durumları teşhis etme ve taramada ilk adımlardır.

Ürolojik semptomları olan hastalar, klinik özelliklere ve rutin tanılara dayanarak teşhis edilir. Ürodinamik testler, bu aşamada fonksiyonel ve anatomik anormalliklerin değerlendirilmesine yardımcı olur.

Buna göre tüm tanı yöntemlerini 4 başlık altında incelemek mümkündür;

  • Görüntüleme Testleri:

Multiparametrik MR ve prostat MR, bilgisayarlı tomografi (BT), ultrasonografi (USG), voiding sisto-üretrografi (VCUG), direkt üriner sistem grafisi (DÜSG), intervenöz piyelografi (IVP-ilaçlı böbrek filmi) ve retrograd piyelografi, renkli doppler US (RDUS), sistografi, PET tomografi, laparoskopi. vs.

  • Laboratuvar Testleri:

Kan testleri, prostat spesifik antijen (PSA), sperm analizi, taş analizi, idrar tahlili ve idrar kültürü, böbrek taşı riski için 24 saatlik idrar testi.

  • Minimal İnvaziv Testler:

Biyopsi ve sistoskop.

  • Diğer Testler:

Dijital rektal muayene, mesane fonksiyon testi (ürodinami) ve üroflovmetri.

Görüntüleme Testleri

Multiparametrik MR ve prostat MR, bilgisayarlı tomografi (BT), ultrasonografi (USG), voiding sisto-üretrografi (VCUG), direkt üriner sistem grafisi (DÜSG), intervenöz piyelografi (IVP-ilaçlı böbrek filmi) ve retrograd piyelografi, renkli doppler US (RDUS), sistografi, PET tomografi, laparoskopi.

Multiparametrik MR Ve Prostat MR

Manyetik rezonans görüntüleme anlamına gelen MR, manyetizma ve radyo dalgalarının kullanıldığı ve görüntülenen bölgeye dair ayrıntılı anatomik görüntülerin oluşturulduğu bir tarama yöntemidir. Prostat biyopsisi için ön bilgi alınmasında en iyi radyolojik test olan bu yöntem, prostat kanserlerini tespit etmek adına da yardımcı prosedür olarak sıkça kullanılmaktadır.

İşlem sırasında hastanın herhangi bir radyasyona maruz kalmadığı Multiparametrik MR, ağrısız ve oldukça güvenli bir uygulamadır. Multiparametrik MR ile şu konularda bilgi sahibi olmak mümkündür:

  • Prostat bezinde şüpheli görünen bir bölge olup olmadığı,
  • Hastanın biyopsiye ihtiyaç duyup duymadığı,
  • Biyopsi yapılacak bölgenin prostatta neresi olacağının belirlenmesi ve
  • Şüpheli kanser olgusunun prostatın içinde mi yoksa dışında mı yayılma gösterdiği.

Multiparametrik MR, diğer radyolojik uygulamalardan farklı olarak okuma ve yorumlama konusunda uzmanlık gerektiren bir yöntemdir. Bu nedenle mutlaka deneyimli bir uzman tarafından değerlendirilmelidir.

Bilgisayarlı Tomografi (BT)

X ışınları yardımıyla kesitler halinde anatomik görüntülerin alınabildiği bilgisayarlı tomografi, böbrekleri, üreterleri ve mesaneyi incelemek adına başvurulan bir ayrıntılı görüntüleme işlemidir.

Bu işlemde kemikler, yumuşak dokular ve kan damarları dahil olmak üzere vücutta incelenen alanın bir diliminin birden fazla görüntüsünü oluşturmak adına X ışınlarından yararlanılmaktadır.

Özellikle idrar yolu tümörlerinde, taş oluşumlarında ve idrar yolu travmalarında oldukça önemli bilgilerin elde edilmesini sağlayan bu yöntem, karmaşık enfeksiyonlar, yapısal problemler ve kanserlerin tanısında da rol oynamaktadır.

Ultrasonografi (USG)

Ultrason muayenesi, ses dalgalarının vücutta nasıl hareket ettiğini kullanan ağrısız bir teşhis yöntemidir. Ses dalgaları vücuttan geçerken doku ve organlardan belirli şekillerde sekerler. Yansıyan bu dalgalar, içerideki organların görüntülerini tespit için kullanılabilmektedir.

Normal yapılar içerisinde bulunan tümörler, kistler veya benzeri oluşumlarda, ortaya çıkan ses demetlerinin yapıları bozulmakta ve bu sayede de tanı konulabilmektedir.

Ultrason, üroloji alanını ilgilendiren farklı organlara bakmak için kullanılabilir. Bunlar;

  • Mesane,
  • Böbrekler,
  • Skrotum ve Testisler,
  • Prostattır. Prostat için ihtiyaç halinde ultrason ile eş zamanlı biyopsi yapılabilir.

Prostatın genişlemesi ve iyi huylu prostat hiperplazisi (BPH) olarak bilinen prostat büyümesi durumunda yapılan işlem transrektal ultrason olarak adlandırılırken; üriner sistem hastalıklarını incelemeye ve tespit etmeye yarayan görüntüleme ise üriner ultrason olarak isimlendirilmektedir.

Voiding Sisto Üretrografi (VCUG)

İşeme sisto-üretrografisi olarak da bilinen bu test, radyoopak kontrast bir maddenin kateter yoluyla mesaneye verilmesi ve bu sayede alt idrar yolunun görüntülenmesini içeren bir prosedürdür.

Mesane ve üretral anormalliklere bakmak ve üreteral reflü olup olmadığını belirlemek için kullanılan bu yöntemde; kontrast madde ile dolan mesane, floroskop adı verilen bir kamera aracılığıyla görselleştirilmekte ve sonrasında kateter çıkarılarak hastadan idrar yapması istenmektedir. Bu süreçte üretrayı görmek ve reflü olup olmadığını değerlendirmek için görüntüleme devam eder.

Direkt Üriner Sistem Grafisi (DÜSG)

Bir çeşit röntgen olan direkt üriner sistem grafisi; böbreklerin içerisindeki, üreterdeki, mesanedeki ya da üretradaki kistik yapıları ve taşları görüntülemek amacıyla başvurulan bir tekniktir. Bu prosedürde aynı zamanda böbreklerin durumu ve büyüklüğü de incelenebilmektedir.

Hastanın uygun pozisyonda sabit durması ve derin nefes almasıyla başlatılan işlemde aynı zamanda kemik yapıları, bağırsak gazı dağılımları, karın içi kireçlenmeler ve diğer anormal kitleler hakkında da bilgi sahibi olunabilmektedir.

İntervenöz Piyelografi (IVP-İlaçlı Böbrek Filmi)

Boşaltım ürogramı olarak da adlandırılan intravenöz piyelogram (IVP), idrar yolunun röntgen muayenesidir. Bu işlemle böbreklerin, mesanenin ve üreterlerin durumu incelenebilir.

Böbrek taşları, mesane taşları, prostat büyümesi ve diğer hastalıkları, böbrek kistleri veya idrar yolu tümörleri gibi idrar yolunu etkileyen bozuklukları teşhis etmek için bu prosedüre sıklıkla başvurulmaktadır.

İşlem sırasında hastanın kolundan açılan damar yolu içerisine radyoopak kontrast solüsyonu enjekte edilir ve bu sayede ilgili organların ana hatları ortaya çıkar.

Retrograd Piyelografi

Kapalı yöntem olarak bilinen ve idrar kanalı ile birlikte mesanenin içinin de birlikte görüntüleme işlemi sistoskopi olarak bilinmektedir. Retrograd piyelografi çekerken öncelikle sistoskopi eşliğinde mesane içerisine kapalı yolla girilmektedir.

Mesane içindeki sağ ve sol böbrekten gelen idrar kanalı ağzı görüntülenir. Hangi tarafa film çekilecek ise o taraf idrar kanalı içerisine (üretere) bir kateter yerleştirilir. Radyoopak kontrast madde daha sonra bu kateter içerisinden gönderilir ve eş zamanlı olarak skopi altında anatomik görüntüler elde edilir.

Daha çok üreterleri ilgilendiren patolojilerde ya da üreterlerin böbreklere bağlantı yaptığı üreteropelvik çıkım darlıklarının (UPJ stenoz) tanısında tercih edilmektedir.

Renkli Doppler US (RDUS)

 Günümüzde böbrek ve erkek genital organlarını araştırmak adına kullanımı oldukça yaygınlaşan renkli Doppler, dolaşımdaki kırmızı kan hücrelerinden yüksek frekanslı ses dalgalarını sektirerek kan damarlarındaki kan akışını tahmin etmek için kullanılabilen ve invazif olmayan bir testtir.

Üroloji alanında özellikle sertleşme sorunu (erektil disfonksiyon) olan hastalar için tercih edilen bu görüntüleme testi; aynı zamanda varikosel, testis torsiyonu, penis eğrilikleri (Peyronie) ve priapizm durumlarında da uygulanmaktadır.

Sistografi

Sistografi, mesanedeki sorunları teşhis etmek için X ışınlarını kullanan bir görüntüleme testidir. Bunun için mesane içerisine bir idrar sondası yerleştirilmekte ve buradan kontrast madde enjekte edilmektedir.

Kontrast madde, mesanenin net bir biçimde görselleştirilmesine yardımcı olurken; böbrek, üreter ve mesanenin röntgeninin çekilmesine de olanak sağlamaktadır.

PET CT – PET BT – PET Tomografi

Oldukça etkili bir radyoloji-nükleer tıp görüntüleme yöntemi olan PET tomografi, doku metabolizmalarındaki değişimlerin anatomik açıdan değerlendirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu işlemde hastanın vücuduna radyoaktif bir madde verilmekte ve organlardaki veya dokulardaki anormallikleri incelenmektedir.

Bir organda var olan tümörün belirlenmesi, kanser derecesinin saptanması, metastaz varlığının tespiti ve benzeri durumlarda tedavi yöntemine karar verilmesi açısından oldukça iyi bir tanı yöntemi olan PET, aynı zamanda tedavi bitiminde kontrol amaçlı da uygulanabilmektedir. Bu ileri teknoloji yöntemi, hastalığın erken tanısında oldukça değerli bir yere sahiptir.

Laparoskopi

Karın bölgesinden yapılan ufak bir kesi ile açılan delikten içeri sokulan görüntüleme cihazı yardımıyla iç organların incelenmesi işlemi olan laparoskopi, özellikle infertilite, pelvik kitlelerin teşhisi, tüplerde tıkanıklık, doğumsal anomaliler, inmemiş testis, lenf nodu kitlesi, damar anomalisi, böbrek ve böbrek üstü bezi hastalıklarını tespit etmek adına oldukça sık kullanılan bir yöntemdir.

Aynı zamanda üroloji alanında vazgeçilmez bir endoskopik yöntem olarak kabul edilen laparoskopide, ihtiyaç halinde karından birden fazla delik açılarak cerrahi müdahaleler de gerçekleştirilebilmektedir.

Kan Testleri

Kan testleri; bazı cinsel işlev bozuklukları, kanserler, enfeksiyonlar ve hormonal bozukluklar da dahil olmak üzere bir dizi durumu teşhis etmeye yardımcı olabilmektedir. Bu testler, böbrek sağlığının izlemesinde ve altta yatan başka koşulların olmadığına emin olunmasında rol oynamaktadır.

Üroloji alanında özellikle yapılan kan testleri arasında en bilinenleri, kreatinin ve kan üre azotu (BUN) kan testleri ve test****on kan testleridir. Buna göre kreatinin testi, kreatinin ölçümü yoluyla böbreklerin nasıl çalıştığını değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir. Hastanın kanında yüksek düzeyde kreatinin olduğunda, bu çoğu zaman böbreklerin düzgün veya verimli çalışmadığının bir göstergesidir.

T****ron testi ise erkek erektil disfonksiyonu değerlendirilirken uygulanan bir tekniktir. Bu, bir dizi erektil disfonksiyon vakasının nedeni olan ***eron seviyelerinin net bir göstergesini vermektedir.

Prostat Spesifik Antijen (PSA)

Sıklıkla prostat kanseri taramasında kullanılır. Bu test, altta yatan nedeni belirlemeye yardımcı olmak için kullanılan prostat iltihabını tespit etmeye odaklanır. PSA testleri kanseri kendi başına tespit etmez.

Pek çok insan bunları prostat kanseri testi olarak düşünse de kanser dışında pek çok neden PSA düzeyinde yükselmeye neden olabilmektedir. Enflamasyon seviyeleri kanser riskine işaret ediyorsa, doğru teşhis için daha fazla ayrıntılı değerlendirme yapılması gerekir.

Sperm Analizi (Spermiogram Veya Semen Testi)

Genellikle doğurganlık sorunları olan erkeklere yapılan sperm testi, üreme potansiyelini incelemek amacı ile uygulanan mikroskobik bir yöntemdir.

Spermiogram ile hastanın sperm boyutu, hızı, şekli ve sayısı dahil olmak üzere birçok parametre hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Semen analizine ihtiyaç duyabilecek nedenler şunlardır:

  • Erkek infertilitesi: Bir çift gebe kalmaya çalışmakta zorluk çekiyorsa, meni anormalliği olabilir. Bazı durumlarda kısırlık, erkeğin spermiyle ilgili bir sorundan kaynaklanır. Semen analizi ise bu anlamda sperm morfolojisi ve motilitesi hakkında bilgi vermektedir.
  • Vazektomi takibi: Semen analizi, vazektominin başarılı olup olmadığını belirler. Bu prosedür, spermi meni içine bırakan tüpleri bloke eder. Menide hiç sperm yoksa, vazektomi işe yaramıştır ve bu da spermiogramla rahatlıkla anlaşılabilir.

Taş Analizi

 Taşların %95’i inorganiktir, yani minerallerin kristalleşmesinden oluşurlar. Aynı taşta farklı yoğunluklarda farklı kristal türleri bulunabilir. Geriye kalan %5’lik kısım ise hücresel içerik ve kalıntılardan oluşan organik taşlardır. Taşların kimyasal yapısını bilmek, taşa neden olan ve altta yatan hastalığın belirlenmesine yardımcı olmaktadır.

Sonuç olarak belirlenen hastalığa uygun koruyucu bir tedavi uygulanabilir. Taş analizi, idrar yollarının bir tür biyokimyasal biyopsisi olarak da düşünülebilir.

İdrar Tahlili Ve İdrar Kültürü

Ürolojik hastalıkların tanısı için en sık başvurulan yöntemlerden biri olan idrar tahlili; idrar yolu enfeksiyonu, taş, idrar kaçırma, idrar yapamama, karın ağrısı, sırt ve bel ağrısı gibi birçok sorunun nedeni olan hastalıkların teşhisinde kullanılmaktadır.

Tam idrar tahlilinin yanı sıra yapılan idrar kültürü ise özellikle bakteri ve lökosit incelemesi gibi amaçlarla uygulanmaktadır. Bu test, idrarda var olan ve enfeksiyona neden olan organizmaların saptanmasını ve bu doğrultuda da tanı konulmasını sağlamaktadır. Saptanacak herhangi bir mikroorganizma varsa etkili olacak antibiyotik de antibiyogram duyarlılık testi ile bu işlem sırasında anlaşılmaktadır.

Böbrek Taşı Riski İçin 24 Saatlik İdrar Testi

24 saatlik idrar testinde, böbrek fonksiyonlarını analiz etmek ve böbrek taşı riskini hesaplamak üzere bu süre zarfındaki tüm idrarın toplanması durumu söz konusudur. Buna göre böbrek taşına yönelik risk faktörleri belirlenebilmekte ve hastaya bunları önlemeye yardımcı olabilecek diyet değişiklikleri veya ilaçlar önerilebilmektedir.

Biyopsi

 Minimal invaziv prosedürler arasında yer alan biyopsi, genel tanımıyla incelenmek istenen dokudan bir örnek alınması işlemidir. Üroloji alanında ise kanser veya böbrek yetmezliği durumlarının tespiti için başvurulan bu yöntemde alınan numune detaylı bir biçimde histopatolojik yöntemler ile incelenmekte ve bu sayede tanı güçlendirilmektedir.

Öte yandan, prostat füzyon biyopsisi ise yine şüphelenilen hastalığa yönelik olarak prostattan doku örneği alınması ve prostat kanseri ihtimalinin araştırılmasına yönelik uygulanan bir prosedürdür. Genellikle PSA yüksekliği bulunan ya da prostat muayenesi şüpheli olan hastalarda bu işlem tercih edilmektedir.

Sistoskopi

Üretra olarak bilinen idrar kanalının ve idrar torbasının endoskopik bir cihaz yardımı ile incelenerek değerlendirilmesi işlemi, sistoskopi olarak adlandırılmaktadır. Sistoskopi, üretranın ve idrar torbasının endoskopik alet ile değerlendirilmesidir.

Üretra, prostat ve mesanenin direkt muayenesi ile mesanedeki hastalık ve yapısal bozuklukların varlığının tespit edilmesini sağlayan sistoskopi en çok tercih edilen tanı yöntemlerinden biridir. İşlemde, sistoskop adı verilen mercekli ve ışıklı bir alet yardımı ile görüntüleme yapılmaktadır.

Dijital Rektal Muayene

Rektum içinin uzman hekim tarafından fiziksel olarak incelendiği rektal muayene hem erkekler hem de kadınlara uygulanabilen rutin bir tarama testidir. Bu test ile şu rahatsızlıklar konusunda bilgi sahibi olmak mümkün olmaktadır:

  • Prostat bezi anormallikleri,
  • İyi huylu prostat büyümesi,
  • Prostatit,
  • Rahim ağzı, rahim ve yumurtalık tümörleri,
  • Mesane ve rektumdaki anormallikler (büyümeler, polipler ve apseler),
  • Rektal veya vajinal kanama ve pelvik ağrı,
  • Bağırsak veya mesane alışkanlıklarındaki değişiklikler.

Mesane Fonksiyon Testi (Ürodinami- İşeme Testi) Ve Üroflovmetri

Üroloji alanı tanı testleri arasında sıkça duyulan ürodinami, mesanenin dolumu sırasında hem mesanedeki hem de karın içindeki basıncın ölçülmesini ve bu sayede elektriksel aktivitenin incelenerek idrar kaçırma ya da yapamama durumlarına sebep olan noktaların belirlenmesini mümkün hale getirmektedir.

Çeşitli idrar yolu hastalıklarının tanısında kullanılan bu yöntem, erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da uygulanabilmektedir. İdrar kaçırma, acil işeme hissi, nörolojik bozukluklar gibi pek çok sebebin aydınlatılmasında kullanılan oldukça faydalı bir tanısal yöntemdir.

Üroflovmetri ise prostat büyümesi ve idrar kanalı darlığına bağlı işeme bozukluklarının tespitinde kullanılan bir prosedürdür. Prostatın mekanik olarak üretrayı kapatıp kapatmadığı da bu test ile anlaşılabilmektedir. Bir diğer adı işeme testi olan üroflovmetri, akış değerlerinin incelenmesi sonucu üretral darlık tanısını güçlendirmek üzere sıklıkla uygulanmaktadır.

Kaynaklar:

  • Ultrasound of the prostateMitterberger M, Horninger W, Aigner F, Pinggera GM, Steppan I, Rehder P, Frauscher F.Cancer Imaging. 2010 Mar 3;10(1):40-8. 
  • Voiding cystourethrography after prostatectomy: spectrum of appearances.  Morgan MA, Papanicolaou N.Abdom Radiol (NY). 2018 Nov;43(11):3060-3067.
  • Diagnostic evaluation of reflux: significance of voiding cystourethrography. Beetz R.Aktuelle Urol. 2020 Apr;51(2):137-144.
  • Vesicoureteral Reflux in Nonfunctioning Renal Allograft Incidentally Detected in a Posttransplant 99mTc-DTPA Scan: Significance of Postvoid Imaging. Qutbi M.Clin Nucl Med. 2022 Feb 1;47(2):e131-e132.

Prof. Dr. Ömer Faruk

1996 yılında Tıp Fakültesinden mezun oldum. 2004 yılında üroloji ihtisasımı tamamladım. İhtisas sonrası FEBU title almaya hak kazandım. İhtisas sonrası laparoskopik cerrahi eğitimi için Leipzig Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Kliniğinde Prof. Stolzenburg ile birlikte çalıştım. 2011 yılında Doçent oldum. 2017 yılında Ankara Gülhane Üroloji Kliniği Profesörlük kadrosuna atandım detaylı bilgi için hakkımda sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu